‘Lüks yolcu gemilerini dünya denizlerinde Türk kadın kaptanlar yüzdürüyor’
İZMİR, (DHA)-DÜNYA’nın önde gelen kruvaziyer firmaların gemilerinde zabitlik yapan Hande İpek Yamanel ve İrem Düzdaban, bir yandan dev gemileri yüzdürürken, diğer yandan Türk kadın denizcilere sektörün kapılarını açıyor. Hande İpek Yamanel ve İrem Düzdaban ile buluşan İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, lüks yolcu gemilerini dünya denizlerinde Türk kadın zabitlerin yüzdürdüğünü belirtti.
Öztürk, “Koskoca gemileri limana yanaştırıp, limandan kaldırıyorlar. Dünya denizlerinde ülkemizin elçileri oluyorlar. Yaptıkları işle, yaptıkları paylaşımlarla birçok gence örnek oluyorlar. Onlarla gurur duyuyoruz” dedi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Denizcilik Fakültesi mezunu zabitler Hande İpek Yamanel ve İrem Düzdaban, denizcilik sektöründe kruvaziyer gemilerinde faaliyet gösteriyor. Yamanel, merkezi ABD Florida’da bulunan bir denizcilik şirketinde 3’üncü zabit olarak görev yaparken, Düzdaban ise başka bir firmada 1’inci zabit görevini sürdürüyor. İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, her iki kadın zabitle bir araya geldi. Denizciliğin her alanında çalışan ve her çeşit gemide zabitlik yapan Türk kadın denizcilerin şimdi de kruvaziyer gemilerinde dümenin başına geçtiğini belirten Öztürk, “Kendileriyle seyahate çıktığımız kruvaziyer yolculuklarında tanıştık. Gerçekten çok önemli bir şey yapıyorlar. Koskoca gemileri limana yanaştırıp, limandan kaldırıyorlar. En zor vardiya olan 4-8 vardiyasında görev yapıyorlar. Dünya denizlerinde ülkemizin elçileri oluyorlar. Bu genç kadın zabitlerimizle bana göre çağımızın Sadun Boro’ları, Halikarnas Balıkçıları. Yaptıkları işle, yaptıkları paylaşımlarla birçok gence örnek oluyorlar. Onlarla gurur duyuyoruz” dedi.
“Bizden öce yolcu gemilerinde kadın zabit yoktu”
2,5 yıldır kruvaziyer gemilerinde çalıştığını belirten Hande İpek Yamanel, “Babam denizciliğe yönlendirdi. Stajımı konteyner gemilerinde yaptım. Pandemide herkes evlerine kapanırken, biz açık denizlerde çalışmaya devam ettik. Daha önce kruvaziyer gemileriyle ilgili bilgim yoktu. Yük gemisinden ayrıldıktan sonra karada çalışmaya karar vermişken, kruvaziyer firmalarına başvurdum. Dönüş yapmayacaklar diye düşünüyordum. Başvurudan üç ay sonra haber geldi. Görüşmelerden sonra 2021’de işe başladım. Bizden önce yolcu gemilerinde kadın zabit yoktu. Yolu açmış olduk. İrem’i de bu sektöre davet ettim. Bizden sonra kadın kaptan da kadın başmühendis de artmaya başladı” dedi.
“Umarım gençlere örnek oluruz”
Kruvaziyer gemilerinin bambaşka bir dünya olduğuna değinen Yamanel, yük gemisinde 20 kişi ile çalışırken, yolcu gemilerinde 5 bin kişinin sorumluluğunu taşıdıklarını dile getirip, açtıkları pencereden yeni insanların girmesini arzuladıklarını söyledi. Yamanel, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sosyal bir ağda iş yerimizi güncelleyince sorular gelmeye başladı. İrem ile çektiğimiz videoyu paylaşıp, kruvaziyer gemilerindeki iş imkanlarını anlatmaya çalıştık. Lise öğrencileri, bu bölümü okumak istediğini söyleyince çok mutlu oluyorum. Bir şeylerin değiştiğini ve kendilerine bir yol açıldığını düşünmeleri çok güzel. Umarım gençlere güzel örnek oluruz.” Denizcilikte, ‘Sen kadınsın, dur bakalım’ yaklaşımının hep önlerinde engel olduğunu söyleyen Yamanel, “Genç denizciler kendilerinin başkalarına frenlemesine izin vermesinler. Denizcilik çok hızlı gelişen bir sektör. İngilizcenin dışında İtalyanca, İspanyolca öğrenebilirler. Sektörde maaş şirketlere göre değişiyor. 4 bin dolardan 7 bin dolara kadar farklılaşan bir ücret yelpazesi var” dedi. Gemide yolcuların kaptan ve zabitlerle tanışmak istediğini belirten Yamanel, “Türk yolcu varsa özellikle sizinle tanışmak istiyorlar. Onlar için köprü üstü turu yapıyoruz. Yolcular Türkiye’de kültürel turu ve gece hayatını çok merak ediyorlar” ifadelerini kullandı.
“Dışarıdan pembe gibi görünüyor ama çok zor bir sektör”
Kariyerine deniz taşımacılığının en zor alanlarından olan kimyasal tankerlerde çalışarak başladığını ifade eden İrem Düzdaban ise “Zoru başarmayı severim. Tabuları yıkmak adına yeri geldiği zaman en ağır yükü sırtlandık. Kuzey denizlerinde seyreden bir tankerde çalışmak hiç kolay değildi. Bir de erkek egemen bir dünyada kadından emir almaktan hoşlanmayan bir personel var” ifadelerini kullandı.
Kruvaziyer sektöründe çalışmak için CV gönderdiğini dile getiren Düzdaban, “Tankerden indikten 7,5 ay sonra kruvaziyer gemisine bindim. Dışarıdan pembe gibi görünüyor ama çok zor bir sektör. Fakat yapamayacağımız bir iş değildi. Bildiklerimizi unutup birçok şeyi yeniden öğrendik. Bu gemilerde son teknoloji var. Çok yönlü bir insan olmanız, sürekli yeni şeyler öğrenmeniz gerekiyor. Denizcilik dinamik ama kruvaziyer sektörü çok daha dinamik. Zorlandığımız oluyor ama mutlu olduğumuz şeyler daha çok. İnsanlar birinin ismini öne koyarak işe girdiğimizi sanıyorlar ama öyle bir durum yok. Önemli olan CV’nin dolu olması” dedi.
“Gözünüzde büyütmeyin”
Düzdaban, sözlerini şöyle sürdürdü :
“Kargo gemisinde çalışırken, Hindistan cevizi suyu içilen, gemiden alışveriş için yüzerek karaya çıkılan Karayipler’de olmayı hayal ediyordum. İlk Güney Amerika’daki Aruba Adası’na ayak bastım. Haritalarda konumunuzu açıp dünyanın öteki ucunda olduğunuzu görüyorsunuz. Bikininizi giyip denizde yüzebiliyorsunuz. Zamanla yolcular da bizi tanıyor. Gelip fotoğraf çektirmek isteyenler oluyor. Yurt dışında bir firmada çalışmayı gözünüzde büyütmeyin. Fark edilmek çok güzel. İnsanı mutlu ediyor.
Türk kadını, Türk insanı yetenekli. Diğer gemilerde gördüğünüz sarışın, renkli gözlü, havalı officerden hiçbir eksiğimiz yok. Risk almak lazım. En büyük hayalim gençlerin, ‘İrem diye biri var. O bize yardım eder’ diyecekleri bir konuma gelmek.” Yolcu ve personelin Türkiye’yi çok sevdiğini ancak İzmir’in biraz daha reklamı artırıp, makyaj yapması gerektiğini de sözlerine ekleyen Düzdaban, “Ülkemize daha çok turist gelmesi için tur firmaları kruvaziyer firmaları ile daha fazla ortak girişimde bulunmalı” diye konuştu.